Sultan-ı Azam: Bu unvan, “en yüce sultan” ya da “sultanların en üstünde” anlamına gelir. Selçuklular zamanında ortaya çıkmış olan bu ünvanı tarihte ilk kez Melikşah taşıdı.
Sultanı Azam Kimdir?
Sultan-ı Azam unvanı, bir sultanın diğer tüm sultanlardan daha yüksek bir konumda olduğunu vurgulayan bir makamdır. Bu özel unvanın sahibi ilk olarak Melikşah olmuştur.
Türkiye Selçukluları, tıpkı Büyük Selçuklular gibi hükümdarlarını “sultan” unvanıyla anmışlardır. Abbasi halifesi, Alâeddin Keykubad’a, Büyük Selçuklu hükümdarlarına benzer bir şekilde Sultan-ı Azam sıfatını bahşetmiştir.
Sultan unvanını tarihte ilk kullanan ise Tuğrul Bey‘dir.
Melikşah Kimdir?
Melikşah, 1055’te İsfahan’da dünyaya geldi. Genç yaşta, 18’inde tahta çıktı ve yönetimi altında Selçuklu toprakları en geniş sınırlarına ulaştı. Ancak ne yazık ki 1092’de, 38 yaşındayken zehirle hayatına kast edildi.
Melikşah’ın ardından, genç oğlu Mahmud tahta geçirilse de, Berkyaruk onun hükümdarlığını kabul etmedi. 1104’te Berkyaruk’un ölümünün ardından, kardeşi Muhammed Tapar İsfahan’da hükümdar oldu. Tapar’dan sonra, Selçuklu Devleti’nde tahta çıkan son büyük hükümdar Sultan Sencer oldu.
- O dönemlerde tüm sultanların en önde geleni olarak anılıyordu.
- Büyük komutan Alp Arslan’ın oğluydu.
- Tekiş adlı kardeşiyle yaşadığı anlaşmazlıklar dikkat çeker.
- Bu anlaşmazlıklar, Tekiş ile aralarında birçok taht kavgasına yol açmıştır, bu da devletin bazı zorluklar yaşamasına neden olmuştur.
- Ancak bu zorluklara rağmen pek çok yeni toprak fethedilmiştir ve sınırlar kayda değer bir biçimde genişletilmiştir.
- İsfahan, o dönemlerde stratejik bir öneme sahip olmuştur.
- Melikşah’ın oğulları arasında tahta geçme yarışı yaşansa da, Ahmet Sencer en güçlü aday olarak öne çıkmıştır.
- Sultan–ı Azam unvanı, Melikşah’ın geçmiş başarıları ve rakiplerine göre üstün konumundan dolayı ona verilmiştir.
- Melikşah yönetiminde, din ya da ırk ayrımı yapılmaksızın tüm halka eşit davranılmıştır.